Görevi Kötüye Kullanma Suçu ve Cezası avukat onur akçınar

Görevi Kötüye Kullanma Suçu ve Cezası (TCK 257)

Türk Ceza Kanunu (TCK), kamu idaresinin güvenilirliğini ve işleyişini korumak amacıyla çeşitli suç tipleri düzenlemiş olup bu suçlardan biri de TCK’nın 257. maddesinde yer alan “Görevi Kötüye Kullanma Suçu”dur.

Görevi Kötüye Kullanma Suçu Nedir?

TCK madde 257, kanunda ayrıca suç olarak tanımlanmış haller(rüşvet, zimmet…) dışında, kamu görevlilerinin görevlerini kötüye kullanmasını da yaptırıma bağlar. Bu suç, iki ana hareket biçimiyle işlenebilir:

1. Görevinin Gereklerine Aykırı Hareket Etme (İcrai Hareket – TCK m. 257/1):

Kamu görevlisinin, görevinin gerektirdiği kurallara, yasalara, yönetmeliklere veya talimatlara aykırı aktif bir davranışta bulunmasıdır. Örneğin, ihaleyi usulsüz bir şekilde yapmak veya yasalara aykırı plan tadilatı gerçekleştirmek şeklinde gerçekleşebilir.

    2. Görevinin Gereklerini Yapmakta İhmal veya Gecikme Gösterme (İhmali Hareket – TCK m. 257/2):

    Kamu görevlisinin, yapması gereken bir işi hiç yapmaması (ihmal) veya zamanında yapmaması (gecikme) durumudur. Doktorun hastaya geç müdahale etmesi ya da belediye başkanının imar kanununa aykırı yapı tutanaklarını gündeme getirmemesi bu duruma örnek teşkil edebilir.

    Her iki durumda da, gerçekleştirilen fiilin kamu görevlisinin görevi alanına girmesi ve söz konusu ihmali hareketin “ihmal” sebebiyle oluştuğunun tespiti esastır.

    Suçun Oluşması İçin Ana Unsurlar

    Görevi kötüye kullanma suçunun oluşabilmesi için kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi veya ihmal/gecikme göstermesi yeterli değildir. Bu eylemlerin sonucunda belirli neticelerin ortaya çıkması da şarttır. Bu neticelerden biri veya birkaçı gerçekleşmelidir:

    • Kişilerin Mağduriyetine Neden Olma:

    Bu, sadece ekonomik bir zararla sınırlı değildir. Bireylerin medeni, siyasi veya sosyal haklarının ihlal edilmesi de mağduriyet olarak kabul edilir. Örnek olarak sınavda başarılı olmasına rağmen başarısız gösterilmek veya kamusal bir finans kaynağından haksız yere engellenmek gösterilebilir.

    • Kamunun Zararına Neden Olma:

    Kamu kurum ve kuruluşlarının uğradığı maddi ve ekonomik zararı ifade eder. Manevi zararlar bu kapsamda değerlendirilmez. Kamu zararının miktarının kesin olarak belirlenemese bile, işin veya hizmetin rayiç bedelinden yüksek bir bedelle gerçekleştirildiği anlaşılıyorsa kamu zararının varlığı kabul edilir.

    • Kişilere Haksız Bir Menfaat Sağlama:

    Gerçek veya tüzel kişilere hukuka aykırı olarak sağlanan her türlü maddi veya manevi yarardır. Örneğin, imar mevzuatına aykırı plan tadilatıyla mülk sahiplerine menfaat sağlamak veya geçemeyecek bir sınav kağıdına geçer not vermek.

    Bu neticelerin, kamu görevlisinin fiilleri ile arasında nedensellik bağı bulunması gerekmektedir. Kanun koyucunun bu neticeleri aramasının amacı, her aykırı davranışı cezalandırmak yerine, cezalandırılabilirliğin alanını daraltmaktır.

    Manevi Unsur: Kasıt

    Görevi kötüye kullanma suçu, yalnızca kasten işlenebilen bir suçtur. Failin, görevinin gereklerine aykırı hareket ettiğini veya ihmal/gecikme gösterdiğini bilmesi ve istemesi kastın varlığı için yeterlidir.

    Neden Önemli? Korunan Hukuki Değer

    Görevi kötüye kullanma suçu ile asıl olarak kamu idaresinin güvenilirliği ve disiplinli, dürüst ve etkin bir şekilde işlemesi korunmaktadır. Bu suç, kamu faaliyetlerinin eşitlik ve liyakat ilkelerine uygun yürütüldüğü inancını toplumda tesis etmeyi hedefler. Kamu görevlileri, devlete ve millete karşı sorumluluk taşıdıklarından, görevlerinin kötüye kullanılması kamu hizmetine olan güveni zedeler.

    Soruşturma ve Yaptırımlar

    Görevi kötüye kullanma suçu, re’sen soruşturulabilen bir suçtur. Ancak, kamu görevlileri hakkında soruşturma başlatılabilmesi için genellikle 4483 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde ilgili merciden “soruşturma izni” alınması gerekir. Belirli durumlarda (örneğin adliye ile ilgili görevlerdeki ihmallerde) ise izne gerek olmaksızın doğrudan soruşturma yapılabilir.

    Suçun cezası, fiilin işleniş biçimine göre değişir:

    •Görevinin gereklerine aykırı hareket etme (TCK m. 257/1): Altı aydan iki yıla kadar hapis cezası

    •Görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme gösterme (TCK m. 257/2): Üç aydan bir yıla kadar hapis cezası

    Mahkemeler ayrıca, hükmedilen hapis cezasını belirli koşullarda seçenek yaptırımlara çevirebilir veya hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verebilir. Fail, kasten işlediği bu suçtan dolayı hapis cezasına mahkum olursa, cezanın infazı tamamlanıncaya kadar bazı haklardan yoksun bırakılabilir.

    Sonuç

    Görevi kötüye kullanma suçu (TCK 257), kamu idaresinin güvenilirliğini sağlamak ve kamu hizmetlerinin dürüstçe yerine getirilmesini temin etmek amacıyla düzenlenmiş önemli bir “özgü suç”tur. Kamu görevlilerinin görevlerinden doğan yetkilerini kötüye kullanmaları, kişisel mağduriyetlere, kamunun zararına veya haksız menfaat sağlanmasına yol açtığında hukuki sorumlulukları doğar. Bu düzenleme, devletin temelini oluşturan kamu görevlilerinin hesap verebilirliğini vurgulayarak, halkın devlet kurumlarına olan inancını korumayı amaçlar.


    Ceza hukukuna ilişkin diğer yazılarımızı okumak için buraya tıklayabilirsiniz.

    İlgili bir yazı olan “Takibi Şikayete Bağlı Suçlar Nelerdir?” yazısını buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.

    Avukat Onur AKÇINAR – Kırklareli

    Telefon: 0543 392 10 59


    Yorumlar

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir